31 Ağustos 2013 Cumartesi

Koccca bir ağustos geçti gitti. Neler oldu neler

Koccca bir ağustos geçti gitti. Neler oldu neler.

13 yıldır çalıştığım şirket satıldı, üvey anneden ürken çocuklar gibi, başımıza geleceklerin korkutucu hikayelerini anlatıp durduk birbirimize, inşallah hiçbiri gerçek olmaz. Ya da olsun, ne biliyim; bilmediklerimden korkmamayı hatırladım bu ay. Mesela bisiklete binerken ayakkabıyı pedala bağlayan bir kilit sistemi var, daha randımanlı kullanıyorsun bacak gücünü böylece, daha az yorucu bile oluyor, ama benim ödümü kopartıyordu, ben yapamam diyordum, amaaan şart mıdır, ben kullanmayıveriyim diyordum. Ama geçti... Tabii ki daha ilk dakikada düştüm, kurbanlık dananın ayaklarını bağlarlar da koca hayvan devrilir ya, haa işte aynı benim düşüşüm, ee elbette benimki daha zarifti... Neyse, sonuç olarak başımıza gelenler, zihnimizde büyüttüğümüz korkularımıza kıyasla şaka gibi kalıyorlar, korkularımız daha acı daha feci, şekil 1A benim düşüşüm. Bitmediiii, son iki haftasonu bisikletle yokuş çıkma antrenmanı olsun diye etrafta ne kadar dağ varsa yollarına vurduk. Özet: zihnimde canlandırdığım her düşüş, daha korkunç daha feci idi.

Kaç zamandır uçmuyorum, tüm bildiklerimi unuttum, bir daha nah pilotluk yapabilirim şeklindeki moralimi bozan, içimi sıkan söylenmelerimi bıraktım, şu anda benim için başka şeylerin daha önemli olduğunu kabul ettim. Dürüstlük gibisi yok, oh be.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder