26 Ağustos 2012 Pazar

Siyah Yazıyordu Kutunun Üzerinde

Siyah, yaziyordu kutunun üzerinde. Düşündüm bir saniye, evet tamamdı işte siyahtı. Gerçi fotoğraftaki kızın tipi sanki başkaydi, ama.. amaaaan hadi hadi bir an önce alalımdı.. Alalım eve gidip banyoya kapanıp saçlarımı boyayalımdı.

Saçlarımda beyazlar var, bayaa bildiğin beyazlar. Saç rengimle oynamayı sevdiğim dönemlerde farketmiştim ilk, ve saçlarımı zaten renkten renge boyadığım için dert değildi. Son yıllarda ise koyu renklerde karar kıldım, Türkan Şoray gibi hani, gözlerimi ön plana çıkartan olabildiğine koyu renklerle kendimi buldum. Ve düzenli bir şekilde boyadim.

Bir sonbahar/kış İstanbul'daydim. Kız kardeşimle birbirimizi uzun süre görmemiştik. Bu yüzden belki de, her bir değişimimiz hemen dikkatimizi çekiyordu. Saçlarımın koyu halini o da beğenmişti. Hatta tek tük beliren beyazlarımı yoketmek ve yekpare bir ton elde etmek için, üşenmemiş iki kutu boyayla ve çokça itinayla saçlarımi boyamıştı. Evet artik her bir telim siyahti..

Buydu artık, rengimi bulmuştum. Değiştirmeye niyetim yoktu. Fakat heyhat, beyazlar belirdiği için ve beyazlar siyah saçta daha bir parladıkları için, kendimi artık düzenli bir şekilde saçlarımı boyar buldum. Taaa ki bu yaza kadar...

Hergün havuza giriyordum, güneş ve klor açıyordu saçlarımın rengini. Havuzun duşunda yıkayıp öyle çıkıyordum eve. Islak saça boya olmuyordu. Falan filan.. Yaz geçip gidiyor, saçlarımın rengi açılıyor, beyazlıyordu. Ben bakalım nasıl olacak, belki yakışır beyaz bırakırım bahanesiyle boyadan kaytarıyordum. Fakat bugün çok gözüme battılar. Ailede var sabırsızlık, birşey yapılacaksa şimdiden daha iyi zaman yok. Hemen boya almaya gidildi. Ne renkti? Uzun zaman olunca bocaladım ama siyahtı. Evet evet siyahtı işte canım..

Saçlarımın yarısını boyamışken farkettim ki, siyah değil, doğal siyah olacaktı! Amanın! Yanlış almıştım. Aha işte, kafamdaki boya kağıtta mavi renk bırakıyordu, benim boya böyle yapmıyordu halbuki.. Acele etmiştim, takmıştım.. Yanlış renk boya almıştım. Aldığımla kalsam iyi, bir de saçlarımın yarısını boyamıştım. Her fuzuli işle iştigal ettiğimde olduğu gibi aklım başıma getirilmişti...  Saçlarımın diğer yarısını da eteklerim tutuşarak boyadım, aklımda bu filmin trajikomik alternatif bitişleri... Sonra, bir an bile beklemeden suyun altına girdim, bilmem kaç kere sampuanlayarak, akan su mavi-siyahtan tekrar berrak bir hal alana kadar yıkadım.

Var ya, çok güzel oldu :)

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Cocuklugumun Sesi Musfik Kenter

Küçüktüm, küçücüktüm... diye başlayan o şiir kulaklarımda O'nun sesinden... ağzına sağlık demek küfür gibi olacak artık bu vakitte, o yüzden nur icinde yat. 

Niye bu kadar etkilendim?.. belki hatırlattıklarından o sesin, ya da belki arkasında bir abla bıraktığı için...

Anin Sarkisi

what a journey so hard to describe
your harbour so small, the ocean so wide
spin the wheel, spin the wheel, go wherever she spins
surrender to this wave that's rolling in

homing fingers starting to dig
raising expectations lifting the lid
there's a show going down, going deeper within
I long to lose myself inside your skin

what a feeling under the stars
my body's rotating from Venus through Mars
there's a war going on between my head and my heart
I wonder how they grew so far apart

I'm so shaken, about to explode
the myth of kissing princes is they turn into toads
there's a war going on between the sun and the moon
before they come to terms we'll be consumed

oh my God, please take me now
I'm ready for ascension if I only knew how
give me wings, give me wings, now I'm stuck on the ground
receive this blood and bones, I'm homeward bound

see the statue growing wings
the singer was a virgin until he conceived
God is love, God is love and her lover I'll be
I long to leave the world in ecstacy

dance with me around this fire
the dance of bad angels who'd love to fly higher
God is love, God is love and her lover I'll be
I long to lead the world in ecstacy